Duvarlar, yalnızca bir yapının sınırlarını çizmez; aynı zamanda mekânın kimliğini, ruhunu ve hikâyesini taşır. Her duvar, bir yüzdür; çatlaklarından geçen zamanın izlerini, yüzeyinde biriken anıların dokusunu saklar. Sınırlarla korunak arasındaki ince çizgide, duvarlar bazen güven verir, bazen hapseder; bazen bir sığınak olur, bazen bir bariyer. Bir ressamın tuvali gibi duvarlar, yaşamın izlerini taşır: boyalar, yazılar, afişler ve gölgeler. Felsefede sınırları, psikolojide engelleri ve edebiyatta sessiz tanıkları temsil eder. Bazen konuşur, bazen dinler. Dış dünyaya sırtını dönerken iç dünyayı kuşatır, tanımlar ve korur. Duvar; yaşamın akışını durduran, mekânı bölen bir çizgi değildir yalnızca. O, geçmişle geleceğin buluşma noktasıdır, mekânın kimliğine kazınmış yüzüdür. Soru şu: Bu yüz size ne anlatıyor? Bölümde bahsedilenlere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz... https://drive.google.com/file/d/1fMKUX5lem3eVG4HwIUnMaC2axkBtdOjY/view?usp=drive_link
続きを読む
一部表示